– İstanbul Bilgi Üniversitesi Psikoloji Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Alev Çavdar:
– “Bir tiyatro oyunu izlediğimizde, her bir oyuncunun karakterlerle ilişkisi, anlattıkları hikaye bizim adımıza oyun alanını açıyor, kapsayamadığımız duyguları bizim adımıza kapsıyor, sahneliyor. Tam da bu yüzden özellikle travma dönemlerinde sanatla iyileşmemiz mümkün”
– Oyuncu Tilbe Saran:
– “Sonu kötü biten hikayeler bile bize gönlümüzü açma, acılarımızı, sıkıntılarımızı ya da mutluluğu paylaşma şansı tanıdığı için çok kıymetli”
İSTANBUL – İstanbul Bilgi Üniversitesi Sahne ve Gösteri Sanatları Yönetimi Programı ile Sahne Sanatları Alanı öğrencilerince düzenlenen festival408, “Sanatta İyileşme, Sanatla İyileşme” başlıklı söyleşiyle Santralistanbul Kampüsü'nde başladı.
Depremden sonra sanatın travma ve yas süreçlerindeki iyileştirme gücünün ele alındığı söyleşide, İstanbul Bilgi Üniversitesi Psikoloji Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Alev Çavdar ile oyuncu Tilbe Saran konuşma yaptı.
Çavdar, iyileşme sürecinde birlik olmanın, duyguları yaşamaya alan açmanın, anlatmanın ve konuşmanın büyük faydaları olacağını belirterek, “Tek bir kişinin zihninin kapsayabileceği bir deneyim yaşamıyoruz şu an. Deprem çok büyük bir travma, kendimizi güvende hissettiğimiz zemin sarsılıyor. Zeminin ve mekanın bizim için kapsayıcı bir anlamı var. Sadece fiziksel risk altında olmamızla açıklayamayacağımız bir anlamı var.” dedi.
Yas tutma sürecinden çıkmak için oyun alanlarına ihtiyaç olduğunu dile getiren Çavdar, şunları kaydetti:
“Psikolojide bu oyun alanı dış gerçeklik ve dış gerçekliğin inkarı arasındadır. 'Mış' gibi yapmak, gerçekliği bu kadar sarsıcı ve derin yaşadığımızda iç dünyamızı oynanabilir, sembolize edilebilir ve katlanabilir hale getiriyor. Bir tiyatro oyunu izlediğimizde, her bir oyuncunun karakterlerle ilişkisi, anlattıkları hikaye bizim adımıza oyun alanını açıyor, kapsayamadığımız duyguları bizim adımıza kapsıyor, sahneliyor. Tam da bu yüzden özellikle travma dönemlerinde sanatla iyileşmemiz mümkün.”
– “Sanat soluk almayı sağlıyor”
Saran ise hayata tahammül etmek için sanata ihtiyaç olduğunu söyleyerek, “Şu anda her şey çok tazeyken tek hissettiğim şey yalnız olmadığımız. Henüz bu süreci atlatamamışken depremle ilgili üretime geçebilecek halde değilim. Sanatçıların da bir yas süresi var, acelemiz yok. Sıcağı sıcağına yapılan şeyler, bilmeden yapılan bir ilk yardım gibi. Zamanı geldiğinde yaşadıklarımız mutlaka metaforlar ve sembollerle anlatılacak.” değerlendirmesini yaptı.
Şarkı, müzik, resim ve tiyatronun şu anda insanlara soluk alacak alanlar açtığını belirten Saran, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Anlatmak sizi şifalandırır. Yaşananların bir daha olmaması için kişisel ve toplumsal önlemlerin alınması için konuşmalıyız. İnsana ve iyiliğe inanmak hepimize iyi geliyor. Hikayelerin o yüzden anlatılması lazım. Yoksa sadece karanlık ve kötülük kalacak. Oysa sonu kötü biten hikayeler bile bize gönlümüzü açma, acılarımızı, sıkıntılarımızı ya da mutluluğu paylaşma şansı tanıdığı için çok kıymetli. Karanlık yerine aydınlığa doğru gidebileceğimizi biliyorum ve bu yüzden de sanat muazzam bir araç.”
Çağdaş gösteri sanatları festivali festival408, bu yıl 12. kez “Nakarat” temasıyla sanatseverlerle buluşuyor.
Mayıs boyunca sürecek festival, öğrenci performansları, VR gösterimleri, söyleşiler ve atölyeler ile 3 Haziran'a kadar Santralistanbul Kampüsü'nde devam edecek.
Festival programına ve kayıt linklerine @bilgifest408 Instagram hesabından ulaşılabilir.
Anadolu Ajansı