– Birleşmiş Kentler ve Yerel Yönetimler Teşkilatı Dönem Başkanı Uğur İbrahim Altay:
– “Özellikle iklim değişikliği, gıda güvenliği, göç gibi küresel meselelerin, esasında büyük ölçüde yerel yaklaşım ve eylem gerektirdiği bilinciyle hareket etmeliyiz”
DEKLARASYONUN İMZALANMASI EKLENDİ
TRABZON – Trabzon'da, Birleşmiş Kentler ve Yerel Yönetimler Orta Doğu ve Batı Asya Bölge Teşkilatı (UCLG-MEWA) ile Trabzon Büyükşehir Belediyesi işbirliğinde “Afetlere Karşı Dirençlilik Zirvesi” gerçekleştirildi.
Birleşmiş Kentler ve Yerel Yönetimler Teşkilatı (UCLG) Dönem Başkanı ve Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, Ortahisar ilçesindeki otelde düzenlenen zirvenin açılışında, organizasyona ev sahipliği yapan UCLG-MEWA Eş Başkanı ve Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Murat Zorluoğlu nezdinde tüm Trabzon halkına teşekkür etti.
Zirvenin, her zamankinden daha güçlü ve sürdürülebilir şehirler inşa etme vizyonlarına büyük katkı sunacağına yürekten inandığını dile getiren Altay, bu toplantıların farklı kentleri tanıma, o kentlerin vizyonunu kendi şehirlerine taşıma adına önemli fırsat oluşturduğuna dikkati çekti.
Altay, dünyanın en büyük yerel yönetimler birliği UCLG ailesi olarak çok büyük bir mirasa, tecrübeye ve etkiye sahip olduklarını belirterek, “Merkezine insanı ve doğayı alan başarılı politikalarla çalışmalarını sürdüren teşkilatımız, geçmişin tecrübeleriyle geleceği inşa etmeye ve şehirlerimizin her alanda kalkınmasına katkı sağlamaya devam ediyor. UCLG çatısı altında yaptığımız tüm çalışmalarla yerel ve bölgesel yönetimlerin küresel arenada daha çok söz sahibi olması gerektiğini de kanıtlamış olduk.” dedi.
UCLG olarak aynı zamanda temel ilkeleriyle ve savundukları değerlerle büyük bir misyon üstlendiklerine işaret eden Altay, şöyle konuştu:
“Bu büyük misyon, dünyanın tüm şehirlerinde barışı, huzuru, refahı ve adaleti tesis etmektir. Dünyadaki tüm savaşların ve çatışmaların sona ermesi için özveriyle çalışmaktır. Zorunlu göçe tabi tutulan ve yuvalarından koparılan insanların haklarını savunmak, onlara kucak açmaktır. Kadınlara, çocuklara, dezavantajlı insanlara ve dünyada yaşayan tüm canlılara yönelik eşitsizlikleri gidermek için kapsayıcı politikalar oluşturmaktır. Hiç kimseyi ve hiçbir şehri geride bırakmadan ekonomik, sosyal, kültürel ve çevresel kalkınmayı sağlamaktır.”
Altay, tüm bunları gerçekleştirebilmek için şehirlerin ihtiyaç ve sorunlarını yakından gözlemlediklerini vurgulayarak, şunları kaydetti:
“Özellikle iklim değişikliği, gıda güvenliği, göç gibi küresel meselelerin, esasında büyük ölçüde yerel yaklaşım ve eylem gerektirdiği bilinciyle hareket etmeliyiz. Olası acil durumlara ve afetlere karşı dirençli şehirlerin inşası için öncü çalışmalar yapmalıyız. Dünya şehirleri arasında işbirliğini daha fazla geliştirmek ve milyarlarca insanın yaşadığı yerel yönetimlerimizi en iyi şekilde temsil etmek için sesimizi daha fazla duyulur hale getirmeliyiz. Bunları yaparken hiçbir zaman barışı, adaleti, eşitliği ve hürriyeti istemekten de asla geri durmamalıyız. Özetle daha adil bir dünya için elimizden gelenin en iyisini ortaya koymak zorundayız.”
– “Afetlere karşı hazırlıklı olmak, dirençli kent kavramını öne çıkarıyor”
Büyükşehir Belediye Başkanı Zorluoğlu ise kentleşme oranının hızla artmasının şehirlerde altyapıdan üstyapıya, ulaşımdan çevreye, kültürden sağlığa birçok sorunu ortaya çıkardığını ifade ederek, “Bu sorunlar deprem, sel, taşkın, orman yangını gibi tabi afetlerden kaynaklandığı gibi, insan kaynaklı faktörlerden veya küresel salgın hastalıklardan dolayı da ortaya çıkabiliyor ve yerel, ulusal hatta küresel krizlere yol açabiliyor. İşte en son yaşadığımız pandemi küresel, 11 ilimizde yaşadığımız deprem de bölgesel ve ulusal düzeyde krizin somut örnekleridir.” dedi.
Zorluoğlu, yaşanabilecek tehlikelere, afetlere karşı hazırlıklı olmanın, dirençli kent kavramını öne çıkardığına dikkati çekerek, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Kentsel dirence sahip şehirler, bu neviden sorunlara, tehditlere ve afetlere karşı rasyonel yöntemlerle etkili çözümler üretebiliyor. Dirençli şehirler oluşturmada birçok faktör bulunmakla birlikte, burada vurgulanması gereken en önemli hususlardan biri kanaatimce tüm tarafları içine alan çok paydaşlı bir işbirliği modelidir. Kentlerin direncinin artırılmasında bir başka önemli faktör de hiç şüphesiz uluslararası işbirliğinden, uluslararası uzmanlık ve birikimden yararlanmaktadır.”
UCLG-MEWA Genel Sekreteri Mehmet Duman ise 6 Şubat'ta yaşanan Kahramanmaraş merkezli depremlere işaret ederek, şunları söyledi:
“Bu acı hadise bizlere, forumumuzun teması olarak da belirlenen dirençlilik kavramının önemini bir kez daha hatırlattı. Hem bölgemizde hem dünyada meydana gelen afetler ve yıkıcı sonuçları, afet yönetişimi ve kentsel dirençlilik konularında anlayış değişikliğinin gerekli hale geldiğini bize göstermektedir. Yerleşmesi gereken bu yeni anlayışın, çok düzeyli afet yönetişimine yerel yönetimlerin dahil edilmesi ve şehirlerin dirençlilik kapasitesinin artırılması şeklinde kentlerimizi doğrudan ilgilendiren boyutları var.”
Açılış konuşmalarının ardından düzenlenen “Üst Düzey Diyalog: Dirençlilik” konulu panelde, katılımcılarla görüş alışverişinde bulunuldu.
Programın sonunda katılımcılar tarafından “Trabzon Dirençlilik Deklarasyonu” imzalandı.
Zorluoğlu, değişen şartlara uyum sağlayabilen, kanıta dayalı ve dirençli kentler inşa etmenin önemine ışık tutan deklarasyonun odaklarını ise küresel gündemler, politika oluşturma, afet yönetimi, afet riski yönetişimi, kolektif çalışma, veri, sosyal dirençlilik ve kültürel mirasın korunması gibi konuların oluşturduğunu kaydetti.
Zirveye, UCLG-MEWA eş başkanları Girne Belediye Başkanı Murat Şenkul ve Jounieh Belediye Başkanı Juan Hobeiche ile diğer ilgililer katıldı.
Anadolu Ajansı