Cumhuriyet’mizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde Türk kadınının seçme ve seçilme hakkına kavuştuğu 5 Aralık 1934 tarihi, Türk demokrasisi ve siyasetimiz için önemli bir dönüm noktasıdır.
Türk kadını medeni toplumlar olarak kabul edilen ileri ülkelerden çok önce seçme ve seçilme hakkını elde etmiştir. Bu tarih Türk milletinin kadına verdiği değer ve güvenin en önemli sembolüdür.
O tarihten bugüne kadar Türk kadını;
– Yasalar önünde eşittir.
– Seçme ve seçilme hakkı başta olmak üzere anayasada belirtilen her özgürlük ve hakka sahiptir.
– Siyaset, bürokrasi, diplomasi, demokratik kitle örgütü ve sivil toplum örgütü yöneticiliği, sanat ve spor gibi birçok alanda söz sahibidir.
– Ekonominin her alanında varlığını hissettirmektedir.
– Eğitimden sağlığa birçok alanda iş gücünün vazgeçilmez parçasıdır.
Bu yönleriyle Türk kadını, aziz milletimizin gururudur.
İstiklal mücadelesinin yılmaz öncüleri olan kadınımız, cumhuriyetin yeni yüzyılında da milletimizin rehberi olmaya devam edecektir.
Bu düşünceler eşliğinde Türk kadınının seçme ve seçilme hakkını elde etmesinin 89. yıl dönümünde, Cumhuriyet’imizin kurucusu Atatürk’ü, devletimizin bu günlere gelmesinde emek ve alın teri olan kadınlarımızı rahmetle ve şükranla anıyorum.
Dileğim; yarınların, kadınlarımızın daha özgür olduğu bir dünya düzenine sahip olabilmemizdir.