Afet devirlerinde toplumsal medya kullanımında daha hassas davranılması gerekiyor

KASTAMONU – 67aydinhaber – ÖZGÜR ALANTOR – Kastamonu Üniversitesi Eğitim Fakültesi Eğitim Programları ve Öğretim Ana Bilim Kısmı Lideri Doç. Dr. Selman Tunay Kamer, “Sosyal medyada paylaşım yapmak yeterlilik yapmak değil. Bilmediğimiz, kaynağını görmediğimiz, teyit etmediğimiz bildirisi paylaşmak sürece ziyan vermek dışında kimseye düzgünlük yapmaz.” dedi.

Kamer, AA muhabirine, 11 ili etkileyen büyük bir zelzele felaketiyle karşı karşıya olunduğuna işaret etti.

Devlet ve sivil toplum kuruluşlarının bölge için çeşitli çalışmaların yanı sıra yardım kampanyaları düzenlediğine dikkati çeken Kamer, kimi vatandaşların da birebir ve nakdi yardımla yetinmeyip, “Bölge için neler yapabiliriz?” fikriyle toplumsal medya üzerinden kendilerine gelen bilgileri tekrar toplumsal medya üzerinden yetkililere ulaştırmak için paylaşımda bulunduklarını belirtti.

Sosyal medyada sarsıntı süreciyle ilgili en büyük ıstıraplardan birinin dezenformasyon ve palavra haber olduğunun altını çizen Kamer, “Göçük altında vatandaşların olduğu tarafında birtakım adres bilgileri paylaşıldı. O bildirileri yetkililere ulaştırmak ismine birtakım vatandaşlar toplumsal medyada gayret içine girdiler. Aslında gerçekte belirtilen enkaz altında kimsenin olmadığı, o denli bir adresin olmadığı üzere şeyler ortaya çıktı. Bu da toplumsal medyanın maksadına uygun bir halde kullanılmadığını ortaya çıkarıyor.” diye konuştu.

Yalan haberlere yorum yapmak yerine yetkili kurumlara bildirmek gerektiğini vurgulayan Kamer, şunları lisana getirdi:

“Sosyal medyada bir haberin palavra olduğunu görsek dahi altına yorum yazmayacağız zira yorum yazdığımızda bu sizin takipçilerinize de düşüyor. Hasebiyle palavra haberin etkileşimi artmış oluyor. İrtibat Başkanlığının dezenformasyonla gayret merkezi var, Anadolu Ajansının teyit merkezi var. Bu dezenformasyonla ilgili bilgileri gönderiyorsunuz en azından teyit ediliyor yahut palavra haberin önlenmesi noktasında sürece dahil oluyorsunuz. Bu tıp ihbarlar sürece sizin en büyük dayanağınız olur.”

– “Teyit edilmemiş hiçbir iletisi paylaşmamak çok önemli”

Bu süreçte toplumsal medya üzerinden “linç kültürü” ve “itibar suikastı”nın ağır formda yaşandığını aktaran Kamer, şöyle devam etti:

“Dezenformasyonla gayret noktasında güvenlik endeksi yüksek hesaplardaki bilgileri ya da devlet yetkililerinin açıklamaları dikkate alınmalı. Güvenlik endeksi yüksek hesap demek takipçi sayısı fazla olması ya da mavi tıklı hesap demek değil. Mavi tık gördüğümüzde oradaki bilgilerin gerçek olduğunu düşünüyoruz. Bu süreçte ön plana çıkmış sanatkarların yahut toplum liderlerinin yaptığı birtakım paylaşımlarının hakikat olmadığını gördük. Antakya'da baraj patladı haberi üzerine kurtarma çalışmalarına maalesef orta verildiği ve bu nedenle vatandaşlarımızın vefat ettiği haberi basına yansıdı. Hasebiyle teyit edilmemiş hiçbir iletisi paylaşmamak çok kıymetli. Toplumsal medyada, 'mesaj teyitlidir, kesin bilgi kesinlikle yayalım' üzere bildirileri bu süreçte ağır halde aldık. Yetkililerin yaptığı açıklamada bunların hakikat olmadığı, sürece ziyan verdiğine dair resmi kurumların açıklamaları var.”

Yalan haberler nedeniyle yetkililerin açıklamalarının çoklukla dezenformasyonla gayret formunda olduğunu belirten Kamer, “Yetkililer, afet süreciyle ilgili neler yapıldığı, vatandaşlardan neler beklendiği üzere şeyler açıklanması gerekirken dezenformasyonlara yanıt vermek zorunda kaldılar. Hasebiyle teyit etmediğimiz hiçbir bildirisi toplumsal medya üzerinden paylaşmıyoruz.” sözlerini kullandı.

Her paylaşımın düzgünlük olmadığını söyleyen Kamer, şunları kaydetti:

“Sosyal medyada paylaşım yapmak yeterlilik yapmak değil. Bilmediğimiz, kaynağını görmediğimiz, teyit etmediğimiz bildirisi paylaşmak sürece ziyan vermek dışında kimseye yeterlilik yapmaz. Dezenformasyonu yetkililere ulaştırmakla birlikte onun yanlışsız bilgi olarak kabul edildiği için orada yazan bildirilerin tahliline ait birtakım uğraşlar içine giriliyor. Bilgi gerçek olmadığı için güç bölünüyor, yapılan faaliyetler aksıyor ve sürece ziyan veriyor. Burada asıl olması gereken, birey, toplum ve devletin birbirine kenetlenerek zelzele üzere yıkıcı faaliyetlerin üstesinden gelmek için işbirliği içerisine girmesi gerekiyor. Dezenformasyonla güçleri bölündüğü için maalesef süreç idaresinde önemli sorunlarla karşılaşılabiliyor.”