– Çakmak Erdem Hastanesi Göğüs Hastalıkları ve Alerji Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Savaş Özsu:
– “En etkili tedavi alerjen temasının kesilmesidir. Alerjik astım krizleri, genellikle solunum yoluyla alınan alerjenlerden kaynaklanıyor. Bu hastalarda ilk tanı anında muhakkak alerji deri testleri yapılması gerekir”
İSTANBUL (AA) – Çakmak Erdem Hastanesi Göğüs Hastalıkları ve Alerji Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Savaş Özsu, alerjik astımın, ataklar veya semptomun hiç olmadığı dönemlerle seyreden solunum yolu hastalığı olduğunu belirterek, “En etkili tedavi alerjen temasının kesilmesidir. Alerjik astım krizleri, genellikle solunum yoluyla alınan alerjenlerden kaynaklanıyor. Bu hastalarda ilk tanı anında muhakkak alerji deri testleri yapılması gerekir.” ifadelerini kullandı.
Erdem Sağlık Grubu'ndan yapılan açıklamada görüşlerine yer verilen Doç. Dr. Savaş Özsu, bahar aylarının gelmesiyle birlikte artan astım vakaları ve 2 Mayıs Astım Günü'ne ilişkin bilgi verdi.
Özsu, astımın, toplumun önemli bir kısmını etkileyen bir hava yolu hastalığı olduğunu ve sadece Türkiye'de 4 milyon astım hastası bulunduğunun tahmin edildiğini aktardı.
Hastalığın oluşumunda etkili olan faktörlerin; ailede astım öyküsünün varlığı, alerjen maddelerden yoğun şekilde etkilenmek, mesleki maruziyet ve sigara içilen ortamlarda bulunulması olabileceğini bildiren Özsu, “Özellikle oto boyama, fırıncılık gibi mesleklerde çalışanların bazılarında astım ortaya çıkabilmektedir. Bu kişilerin meslekten uzaklaştığı, hafta sonu çalışmadığı günlerde şikayetlerinin gerilemesi astım için önemli bir ipucudur. Aşırı rutubetli, trafik ve sanayiden kaynaklı havası kirli bölgeler de astım açısından önemli bir sorun teşkil ediyor. Bu nedenledir ki astım hastaları bu bölgelerden uzaklaştığında belirtiler ortadan kalkıyor. Hasta hava kirliliği olan şehre geri döndüğünde ise yakınmalar çok kısa sürede eski haline dönüyor.” değerlendirmesinde bulundu.
– “Doğru ilaç kullanımı ve hekim takibiyle astım tam olarak kontrol altına alınabiliyor”
Savaş Özsu, astımın çoğunlukla çocukluk döneminde ilk semptomlarını gösterdiğine, genellikle de 40 yaşın altında ortaya çıktığına işaret ederek, şunları kaydetti:
“Alerjik astım, ataklar veya semptomun hiç olmadığı dönemlerle seyreden solunum yolu hastalığıdır. En etkili tedavi alerjen temasının kesilmesidir. Alerjik astım krizleri genellikle solunum yoluyla alınan alerjenlerden kaynaklanıyor. Bu hastalarda ilk tanı anında muhakkak alerji deri testleri yapılması gerekir. Ev tozu akarları, rutubet, küf ve polenler astım semptomlarını tetikleyen en önemli alerjenlerdir. Bahar aylarında polenlerin en yoğun olduğu zaman dilimi genellikle sabahın erken saatleri olduğundan astım hastalarına bu saatlerde açık havada uzun süre bulunmayı, spor yapmayı ve polenlerin yoğun olduğu bu saatlerde evi havalandırmayı önermiyoruz. Bu önlemler yeterli gelmediğinde ilaç tedavisinin uygun olabileceği hastalarda bronşları tedavi edecek ve atakları önleyecek hava spreyleri kullanıyoruz. İnhaler kortizonla ise hastalığı tedavi edebiliyoruz. Doğru ilaç kullanımı ve hekim takibiyle astım tam olarak kontrol altına alınabiliyor.”
Astım tedavisinde başarılı sonuçlar elde edebilmek için ilaçların düzenli kullanılmasının önemini vurgulayan Özsu, ilaçların birden kesilmesi, düzensiz kullanılması veya doğru dozda alınmaması halinde hastalığın kontrol altına alınamayabileceğini ve şiddetli atakların ortaya çıkabileceğini aktardı.
Özsu, “Bu nedenle astım tedavisi her zaman bir uzman hekim tarafından planlanmalı ve ilaçların kontrolü, tedavi süresince hekim-hasta iş birliği ile gerçekleştirilmelidir. Günümüzde en önemli sorun astım hastalarının doktorundan habersiz ilaçlarını kesmesidir.” ifadelerini kullandı.
– “Çocuklar küçüklükten hareketli yaşam tarzını benimsemeli”
Çakmak Erdem Hastanesi Göğüs Hastalıkları ve Alerji Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Özsu, astım semptomlarını azaltmak için evlerde alınabilecek önlemler hakkında da bilgi verdi.
Bu kapsamda, nem oranını kontrol etmek, filtreli hava temizleyiciler kullanmak ve evdeki alerjenleri azaltmak, solunum egzersizleri, sigara içilmeyen ortamlarda bulunmak ve stresten kaçınmak gerektiğini vurgulayan Özsu, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Egzersiz sonucu çocuklarda terleme meydana gelebilir. Ebeveynler bu yüzden astım hastalığı olan çocukların koşup oynamasını kısıtlayabilir. Hareketsiz kalmak da tekrar astımın ağırlaşmasına yol açar. Bu bir kısır döngüdür. Çocukların hareketli bir yaşam tarzını küçüklükten benimsemeleri ve egzersizle uğraşırken terleseler bile uygun koşullar sağlanarak sporu bırakmamaları bu kısır döngüyü kırabilir. Bununla birlikte uygun yaş aralığında olan çocukların astım tetikleyicilerinin ne olduğunun farkına varmasını sağlamak, varsa hekim tarafından verilen ilaçlarını düzenli olarak uygulamak astım hastası çocuklara ve ailelerine iyi gelecektir.”