“Koklear implant işitme kaybı yaşayanlar için tesirli tahliller sunuyor” başlıklı haberimizin 2. paragrafında yer alan “Koklear’dan yapılan açıklamada” tabiri kaynağından çıkarılmıştır.

İSTANBUL – 67aydinhaber – İstanbul Tıp Fakültesi Kulak Burun Boğaz Ana Bilim Kısmı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Serkan Orhan, ileri ve çok ileri derecede işitme kaybı yaşayan bireylerin koklear implant ile seslere tekrar kavuşmasının mümkün olduğunu belirtti.

Orhan, yaptığı yazılı açıklamada, işitme kaybının yazgı olmadığını aktararak, koklear implantın işitme aygıtlarına nazaran daha avantajlı olduğunu bildirdi.

İşitme aygıtlarının dış ortamdan gelen sesleri yükselterek kulağa ilettiğini bildiren Orhan, “Koklear implantta ise dış ortamdan gelen sesler, ses işlemcisi aracılığıyla toplanarak implanta ve oradan da radyo frekans ile elektrotlara iletilir ve sesler kokleada elektrik gücüne dönüştürülüp koklear hudut direkt uyarılır. İleri ve çok ileri derece işitme kayıplarında işitme aygıtı ile ses düzeyi artırılmasına rağmen sesin algılanması ve sözlerin ayırt edilmesi yeteri kadar olmaz. Fakat koklear implantasyon, seslerin ayırt edilmesi ve manalandırılması konusunda avantajlar sağlar. Şu an için dünyada 750 binin üzerinde, Türkiye’de ise yaklaşık 30 bin koklear implant kullanıcısı var. Bu sayının gün geçtikte artacağına inanıyorum.” sözlerini kullandı.

– “Koklear implant uygulaması için kimi kriterler mevcut”

Prof. Dr. Serkan Orhan, işitme kaybı sorunlarında aktif tahliller sunan koklear implantın çalışma prensibine ait şunları kaydetti:

“Sağlıklı bir beşerde koklea, dış ortamdan gelen ses gücünü elektrik gücüne dönüştürür ve bu mesaj koklear hudut yoluyla bilgiyi beyin sapı ve beyindeki işitme merkezine iletir. Farklı sebeplerle kokleanın vazifesini yerine getiremediği hastalarda koklea içine elektrotlar yerleştirilerek direkt koklear hududun uyarılması yoluyla işitme rehabilite edilir. İnsanların tekrar duymasına katkı sunan bu tahlilin uygulanabilmesi içinse çeşitli kriterler kelam mevzusudur. Buna nazaran, ileri yahut çok ileri derecede sensörinöral tip işitme kaybı olanlarda, ilerleyen işitme kaybı olduğunda, sonradan meydana gelen iki taraflı ileri derecede sensörinöral tip işitme kaybı yaşandığında, işitme aygıtından yarar görmeyen ileri derecede sensörinöral tip işitme kaybı olduğunda ve son olarak tek taraflı total işitme kaybı kelam konusu ise bizler koklear implantı hastalara uygulayabiliyoruz.”

– “Koklear implant için yetişkinlerde sınırlama bulunmuyor”

Türkiye’de tüm yenidoğan bebeklerin işitme taramasından geçtiğini belirten Orhan, “Bu taramadan geçemeyen bebekler ayrıntılı tetkiklerin yapılması için bir üst merkeze sevk ediliyor. İlgili merkezlerde ileri seviyede işitme kaybı saptandığında işitme aygıtı kullanılması ve özel eğitime gidilmesi konusunda ebeveynler bilgilendirilip gerekli prosedürler uygulanıyor. Bu sırada da bebeğin kulak tomografisi ve manyetik rezonans görüntüleme ile iç kulak yapıları ve işitme sonunun durumu bedellendiriliyor. Uygun olan çocuklar için koklear implantasyon süreci başlatılıyor.” değerlendirmesinde bulundu.

Orhan, Türkiye’de en erken koklear implantasyon uygulamasının bir yaşında yapılmakla birlikte birtakım ülkelerde 9 aydan itibaren koklear implant uygulanabildiğine işaret ederek, “Bu noktada şunun da altını çizmek isterim ki koklear implant yalnızca pediyatrik yaş kümesi için değil, yetişkinler için de uygun bir tedavi usulü sunuyor. Üstelik kelam konusu yetişkinler olduğunda rastgele bir yaş sınırlaması da yok. En kıymetlisi ise koklear implant ameliyatlarında, kimi eser kümelerinde yüzde 100 devlet geri ödemesi bulunuyor. Böylelikle hastalar rastgele bir maliyet yükünün altına girmiyor.” sözlerini kullandı.