DOLAR
34,9466
EURO
36,7211
ALTIN
2.977,22
BIST
10.125,46
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Zonguldak
Hafif Yağmurlu
9°C
Zonguldak
9°C
Hafif Yağmurlu
Pazar Yağmurlu
7°C
Pazartesi Açık
12°C
Salı Yağmurlu
11°C
Çarşamba Parçalı Bulutlu
13°C

Göz tansiyonuna ilişkin “hafife alınmamalı” uyarısı

– Güven Hastanesi Göz Hastalıkları Bölümü’nden Prof. Dr. Cengaver Tamer:
– “Erken tanı sayesinde göz içi basıncı tespiti doğru aralıklar ile yapılan muayenelerle, geç kalınmadan uygulanan tıbbi tedaviler veya cerrahi yöntemler ile hastalığın ilerlemesi durdurulmalıdır”

Göz tansiyonuna ilişkin “hafife alınmamalı” uyarısı
05.06.2023 11:40
27
A+
A-

İSTANBUL – Güven Hastanesi Göz Hastalıkları Bölümü'nden Prof. Dr. Cengaver Tamer, halk arasında göz tansiyonu olarak da bilinen glokomun hafife alınmaması gerektiğini bildirdi.

Hastaneden yapılan açıklamada görüşlerine yer verilen Prof. Dr. Tamer, glokomun genetik geçişli olduğunu belirterek, “Özellikle ailesinde yakın akrabalarında glokom öyküsü olan kişilerin ve herhangi bir neden ile göz muayenesine gelen özellikle 40 yaş üstü hastaların göz tansiyonu ölçümü ve glokom açısından değerlendirilmeleri çok önemlidir.” değerlendirmesinde bulundu.

Tamer, gözün birçok farklı dokuların bütünlüğünden oluşan bir organ olduğunu aktararak, şunları kaydetti:

“Optik işlevi olan dokuları şeffaftır, bu şeffaflığının sebeplerinden biri de damarsız olmalarıdır. Bu damarsız yapıların beslenmesi oksijenizasyonu ve oluşan metabolik artıklarının ortamdan uzaklaştırılması aköz hümör dediğimiz özel bir sıvı ile sağlanır. Optik şeffaf göz dokuları bu sıvı ile sürekli temas halindedir. Göz bu sıvıyı sürekli olarak salgılar ve göz dokularının etrafında dolaştıktan sonra da gözü terk eder bu sürekli devam eden bir döngüdür.

Bu sıvının göz içinde oluşturduğu bir basınç vardır. Bu basınç salgılanma ve tahliye döngüsü içinde bir dengededir, salgının normalden fazla olması veya tahliyenin zorlaşması sebebi ile göz içindeki sıvı miktarı fazlalaşınca gözün basıncı yükselir. Bu basıncın göz dokularına zarar verecek seviyelerde oluşu ile glokom hastalığı dediğimiz durum oluşur.

Glokom 'sinsi' bir hastalık. Optik sinirimizi oluşturan ve ana işlevi gözde oluşan görüntünün beyne taşınmasını sağlayan gangliyon hücrelerinin bu dengesizlik nedeni ile hasar görmesi ile görme alan kayıpları ve giderek daralması bulgularına rastlarız. Çoğu zaman ağrısız olan bu görme alan kayıplarının ve kontrast duyarlılık azalmasının hastalık ileri düzeylere geçene kadar fark edilmesi kolay olamayabilir.”

– “Tıbbi tedaviler veya cerrahi yöntemler ile hastalığın ilerlemesi durdurulmalıdır”

Tamer, göz içi basıncın hastadan hastaya değişebileceğini belirterek, “Glokom gözde oluşan görüntünün beyne iletilmesini sağlayan gangliyon hücrelerinin beslenmesini sağlayan kılcal damarlardaki kan akımını zorlaştırıp bu hücrelerin beslenmesini bozacak düzeyde bir göz içi basınca ulaşması ile olur. Bu basınç düzeyi çoğu zaman toplum geneli için yüksek diyebileceğimiz düzeylere ulaşması ile olurken bazı hastalarda bu düzeylere ulaşmadan da normal olarak nitelendirdiğimiz düzeylerde de gelişebilir.” ifadelerini kullandı.

Her koşulda göz içi basıncın uygun olmaması sebebiyle her hasta için ayrı denilebilecek bir hedef göz içi basıncının belirlendiğini vurgulayan Tamer, tedavinin bu hedef basınca ulaşmaya yönelik olarak ya dışa akımın arttırılması veya aköz hümörün salgısının azaltılmasına yönelik olduğunu bildirdi.

Prof. Dr. Tamer, öncelikli olarak damla ve tıbbi tedavilerin denendiğine işaret ederek, şu değerlendirmeyi yaptı:

“Yeterli gelmemeleri durumunda aköz hümörün dışa olan akımını arttırmak için çok çeşitli lazer uygulamaları ve cerrahi yöntemler denenir. Erken tanı sayesinde göz içi basıncı tespiti doğru aralıklar ile yapılan muayenelerle, geç kalınmadan uygulanan tıbbi tedaviler veya cerrahi yöntemler ile hastalığın ilerlemesi durdurulmalıdır. Glokomun gözde oluşturduğu hasarlanma geri dönüşümsüz hasarlanmalardır. Halk arasında göz tansiyonu olarak da bilinen glokom hafife alınmamalı.”

Anadolu Ajansı

ETİKETLER: , , , ,
Yorumlar

16 − 14 =

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

Giriş yap

Kayıt ol

Şifre sıfırla

Lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin, e-posta yoluyla yeni bir şifre oluşturmanızı sağlayacak bir bağlantı alacaksınız.