Rize’de 14 taşınabilir grup depremzedelere yerinde sıhhat hizmeti sunuyor

RİZE – 67aydinhaber – MUHİTTİN SANDIKÇI – Kahramanmaraş merkezli, 11 ili etkileyen sarsıntıların akabinde Rize'de konuk edilen 3 bin 430 şahsa, konakladıkları yerlerde sabit takımların yanı sıra 14 taşınabilir takımla sıhhat hizmeti veriliyor.

Rize Sıhhat Müdürlüğünce depremzedelere vilayet genelindeki 5 barınma merkezinde mesai saatleri içinde sabit takımlar sıhhat hizmeti sunuyor.

Afetzedelerin sıhhat hizmetine ulaşmasını kolaylaştırmak maksadıyla 45 çalışanın yer aldığı taşınabilir takımlar de oluşturuldu.

Mobil takımlar, pazartesi, çarşamba ve cuma günleri afetzedeleri konakladıkları yerlerde muayene ediyor. Gereksinim görülmesi halinde ilgili alan hekimine randevu oluşturularak hastanın sevki sağlanıyor. Takımda yer alan psikologlar, depremzedelere rehberlik ve ruhsal danışmanlık dayanağı de veriyor.

Mobil takımlar bugüne kadar 58 tesisin yanı sıra konutlarda kalan depremzedelere hizmet sundu.

Muayeneler sonucunda 258 kişi hastanelere sevk edildi, kronik hastalık tespit edilen 382 kişinin de tedavisine başlandı. Bebek ve çocukları aşılayan gruplar, ayrıyeten hamilelerin de takibini yapıyor.

– “Rize'ye gelen konuklarımızın yaralarını sarmak için çalışıyoruz”

Mobil grupların Çayeli ilçesindeki çalışmalarına katılan Çayeli Sıhhat Müdürü Mehmet Çınar, AA muhabirine, Rize'ye gelen konukların yaralarını sarmak için çalıştıklarını söyledi.

Depremzedelere sabit ve taşınabilir gruplarla sıhhat hizmeti sunulduğunu, psikososyal takviye sağlandığını belirten Çınar, “Depremzedelerimizin sıhhat hizmeti alabilmesi için her türlü kolaylık sağlanıyor.” dedi.

Çınar, depremzedelere sıhhat hizmetinin en uygununu sunmak için ellerinden geleni yaptıklarını vurgulayarak, “Bölgemize gelen vatandaşlarımızı en âlâ biçimde ağırlamaya çaba gösteriyoruz.” diye konuştu.

– “Sanki bütün ülke her şeyini bize akıtmış gibiydi”

Hataylı depremzede Nadire Sümeyye Taşçı, ilçede yerleştirildiği öğrenci yurdunda sıhhat hizmeti aldığı için şad olduğunu söyledi.

Sevdiği çok insanı zelzelede kaybettiğini ve sarsıntı sonrasında yaşadığı sokağı bile tanıyamadığını anlatan Taşçı, “Bir sağa bakıyorsunuz, bir sola bakıyorsunuz sokağı tanımıyorsunuz, 'Burası neresi?' diyorsunuz. Yalnızca gökyüzü var, sokak işaretleri yok. Beni çok etkileyen bir sahneydi.” dedi.

Taşçı, yardımlara ait “Sanki bütün ülke her şeyini bize akıtmış üzereydi.” sözünü kullanarak, “Şahsen Hatay'ın Altınözü ilçesinde, küçük bir ilçede yaşamama karşın bunu hissettim. Yardımlar, insanların ilgisi seferberlik üzereydi.” diye konuştu.

Yaşanacak hoş günler için umutların yine yeşermesini dileyen Taşçı, şöyle devam etti:

“İnsan bu hüzünle, ümitsizlikle yeise kapılabilir. İnşallah daha hoş bir kent oluruz. Orasının atmosferini hiçbir vakit kaybetmemesi lazım. Beşerler biberlerini tekrar balkonlara assınlar. Yeniden orada Ulu Cami'yi, Habib-i Neccar'ı tekrar görelim zira nefes aldığımız yerlerdi. O yerlerin yalnızca bir alandan çok, bir ruhu olduğunu düşünüyorum.”

Taşçı, Rize'de sağlıktan barınmaya kadar her türlü gereksinimlerinin karşılandığını da kelamlarına ekledi.

Çayeli Hizmetiçi Eğitim Enstitüsü ve Akşam Sanat Okulunda konaklayan Latife Dava Yayar da sıhhat denetimlerini yapan takımlara teşekkür etti.

Gaziantepli Yayar, sarsıntıda yaşadıklarını şu sözlerle anlattı:

“Sarsıntıyı avizenin tavana vurması ile fark ettim. Dizlerimin üzerine çöküp, televizyon ünitesinin önünde tekbir getirdim. Kitaplıktaki o kadar kitabın içinden yalnızca Kur'an-ı Kerim önüme düştü. Onu aldım öptüm. O esnada da tekbir getirerek başıma battaniyeyi alarak çıktım.”

Yayar, “Allah devletimizden razı olsun.” diyerek, şunları kaydetti:

“Eşim Rize'de vazifeli olduğu için buraya geldim. Geldim geleli bütün gereksinimlerimiz A'dan Z'ye karşılanıyor. Hepsi bizim en ufak gereksinimimizi karşılıyor. Çok üzgün geldim ancak burada sahiden rahat ettiriyorlar. Halkı da bizi gördüğü yerde sahip çıkıyor. Ayağımda terlikle geldim, hiçbir şeyimi alamadım. Eşimle kıyafet almaya gittiğimizde buralı olmadığımızı biliyorlar. Nereden geldiğimizi sorduklarında, 'Depremden Gaziantep'ten.' deyince hiçbir fiyat talep etmediler. Yalvarıyorum, 'Param var, alın.' diyorum fakat insanların hiçbiri almadılar benden.”