Ticaret Bakanı Muş AK Parti Samsun Seçim Uyum Merkezi açılışında konuştu:

SAMSUN – 67aydinhaber – Ticaret Bakanı Mehmet Muş, “Türkiye 20 yılda çok daha ileriye gitmiş bir ülkedir. Ulusal gelirini 10 bin doların üzerine çıkartmış, dış ticareti 700 yüz milyar dolarlara çıkmış bir iktisattır.” dedi.

Bakan Muş, AK Parti Genel Lider Yardımcısı ve Samsun Milletvekili Çiğdem Karaaslan ile partisinin Samsun'daki seçim uyum merkezinin açılışına katıldı.

Burada partililere hitap eden Bakan Muş, Samsun'un hem nüfusuyla hem de iktisadıyla Karadeniz'in en büyük ili olduğunu söyledi.

Samsun'un Türkiye'nin değerli limanları içinde barındıran ticaret, sanayi, tarım ve turizm kenti olduğunu işaret eden Muş, “Dolayısıyla bizim bunların hepsini içinde barındıran bu türlü çok fazla ilimiz yok. Bu ender vilayetlerimizden bir tanesi. Ve biz bu ili daha fazla nasıl üstlere taşırız, daha fazla nasıl güçlendiririz? Refahını daha fazla nasıl artırabiliriz? Üretim gücünü daha fazla nasıl artırabiliriz? Bu kanılarla, bu hayallerle buradan aday oluyoruz.” sözünü kullandı.

Samsun'un kurtuluş uğraşının meşalesinin yakıldığı kent olduğunu lisana getiren Muş şöyle devam etti:

“Mücadele buradan başladı. Tam 100 yıl evvel ve bugün biz Türkiye'nin 2'nci yüzyılı için Samsun'dayız. Türkiye'nin 2'nci yüzyılını inşa edeceğiz. Türkiye'yi bu 2'nci yüzyılda çok daha farklı yerlere taşıyacağız. Pekala nedir Türkiye'deki çaba? Nedir gayretimiz, çabamız? Dünyada güç istikrarları değişiyor. Hem ekonomik üretim kapasiteleri, ekonomik üretim merkezleri değişiyor, hem de siyasal güç merkezlerinde önemli gayretler yaşanıyor. Ve biz bu periyotta Türkiye'yi hem kelamı sayılır hem de ekonomik olarak daha düzgün bir noktaya taşıdık. Mukayese ettiğiniz vakit Türkiye 20 yılda çok daha ileriye gitmiş bir ülkedir. Ulusal gelirini 10 bin doların üzerine çıkarmış, dış ticareti 700 yüz milyar dolarlara çıkmış bir iktisattır. Münasebetiyle 85 milyonluk nüfusuyla, 780 bin kilometrekare yüz ölçümüyle devasa bir iktisada sahip devasa bir ülkeyiz.”

Siyasi rakiplerine karşı bir çaba verdiklerini lakin bu sefer bir fark olduğunu belirten Bakan Muş şunları kaydetti:

“Bir masa var, evet bir masa var arkadaşların 6+1 masası var. Yakından takip ediyorsunuz. 6 ile başladı. 7'nci yeni ortaya çıktı. O da oturdu masaya. 7 parti, yürütmenin içerisinde. 7 cumhurbaşkanı yardımcısı, bir de cumhurbaşkanı var. 'Türkiye'yi yönetmeye talibiz.' diyorlar. Dedik ki, tamam, anlaştınız ancak bu masa yaklaşık 14 ay evvel kuruldu. 14 ayda fakat bir aday belirlenebildi. O da belirlenemedi. Bir kaos çıktı, hatırlarsanız. Bir tartışma çıktı. Masayı birisi terk etti. Terk ettikten sonra söylenen kelamlar, bazen biz unutuyoruz, aklımızdan çıkıyor lakin hatırlatmakta yarar var. Siyasi hırslar, ihtiraslar, kuyruklu palavralar, masaya söyleniyor bu. 'Biz kıskaca alındık, kumar masası.' diyor, 'noter masası' diyor, sonra o kumarı inkar ettiler. Çevirmeye çalıştılar. Bizde masa yok, zira, biliyorsunuz kıymetli arkadaşlar, kumar masada oynanır. Sonra onu inkara kalktılar. 'Noter olmayacağız.' dediler. 'Milletin iradesini yansıtma vasfını kaybetmiştir bu masa.' dendi. Bunlar söylendi mi? Söylendi. Bu masaya bunlar söylendi. Daha da fazla söylendi. Ben bu kadarını sayayım. Pekala 3 gün içerisinde ne oldu? Bu noter masası mı değişti? Kıskaç mı ortadan kalktı? Milletin iradesini, hissiyatını kaybeden masa bunu geri mi kazandı? Aday mı değişti? Anlayış mı değişti? Yaklaşım mı değişti? 3 gün içerisinde ne değişti? Kimler hangi odaklar, nasıl ve ne formda devreye girip tekrar masadan kalkan ortak masaya döndürüldü.”

“'Türkiye'yi yönetmeye talibiz.' diyenlerin birbirine söyledikleri kelamları burada tabir etmeye çalışıyorum.” diyen Bakan Muş şöyle devam etti.

“Yine bir oburu, 'Eğer cumhurbaşkanı karar alırsa tek başına bizim onayımız olmadan kriz olur.' diyor. Artık buradaki Samsunlular oy veriyorlar? Oradaki her bir partinin farklı farklı oy oranları var. Birisi yüzde 20 alıyor, birisi 10 alıyor, birisi 2 alıyor, birisi 0,1 bir alıyor, birisi 0,2 alıyor, biri 0,3, biri 0,4 alıyor. 4 adedini topladığınız vakit yüzde 1 olmuyorlar. Hasebiyle kararlar ortak alınacak. Lakin millet iradesi bir adedine yüzde 25 vermiş. Öbürüne 0,1 vermiş. Lakin karar veriyorken 0,1'le yüzde 25 tıpkı gücü kullanacak. Bu millet iradesine saygısızlık değil mi? Milletin iradesi bu halde tecelli etmedi ki. Haydi bunları da bir tarafa koyduk. Daha problemlisi, tehlikelisi ve bizim asla ve asla kabul edemeyeceğimiz olan kısmına geliyorum. Türkiye çok uzun vakittir terörle çaba ediyor. Niye bu terörle çabayı yapıyor? 780 bin kilometrekarelik bir vatan toprağı var. Türkiye çok uzun vakitlerdir farklı terör örgütleriyle uğraş ediyor lakin bir adediyle bilhassa Türkiye'nin bir kısmının bölünmesini merkezine alan PKK terör örgütüyle çok uzun vakittir uğraş ediyor ve bunun bir siyasi uzantısı var. Bunları saklamaya, gizlemeye, eğip bükmeye, karnımızdan konuşmaya gerek yok. Net olacağız, net konuşacağız. Onun güdümünde olan bir parti var. Bu geldi 7'nci parti oldu. 6 parti vardı bu geldi masaya oturdu 7'nci oldu.”

– “Türkiye'ye giydirilmek istenen bu mecnun gömleğini yırtıp atacağız”

Bakan Muş, 6'lı masada bilhassa bir partinin buna karşı çıktığını belirterek şunları söyledi:

“Bir tanesi bilhassa, 'Onların olduğu yerde biz olmayız.' diyordu. PKK'nın elebaşları dayanak açıklamaları yapıyorlar. HDP aday çıkarmayarak 7'li masanın ortak adayını destekleme kararı alıyor. Pekala neyin karşılığında? Bakanlık verilecek, bakanlığın ötesinde bir pazarlığın döndüğü aşikar. Nedir o pazarlık? HDP sözcülerinin açıklamalarına baktığınız vakit bunu görebilirsiniz. Ne diyor? 'Özerklik' diyor. 'Öz yönetim' diyor, Türkiye'nin bir bölgesiyle alakalı. Türkiye'de masa kazandığı takdirde Suriye'deki varlığını sonlandıracaktır. Zira Türkiye'nin orada olması orada bir yapılanmanın önüne geçiyor. Onu engelliyor. Pekala 'Biz masada olmayız.' diyen bu parti masada var mı? Var. Birebir yere takviye veriyor mu? Veriyor. Bakın PKK'nın elebaşlarından Sabri Ok, terörist başı dayanak açıklaması yapıyor. Yeniden kırmızı bültenle aranan bir öteki terörist başı Remzi Kartal, Kılıçdaroğlu'nun adaylığıyla alakalı, 'Tarihi bir fırsat geliyor önümüze.' diyor. Hangi tarihi fırsat? Neyin fırsatı? Artık bunları konuşmadığımız vakit güya bunlar yokmuş üzere davranamayız. Bunlar var. Ecevit'in bir kelamı var. 'Sırf 2-3 tane daha oy almak için Türkiye'nin bir bölgesini bölmek isteyen bir yapıyla nasıl bir arada olabiliriz?' diyor. 'Cumhuriyetin kuruluşunda olduğunu tez eden bir parti, CHP, bunu kabul edemez' diyor. 'Olamaz:' diyor ve Ecevit isyan ediyor. Eleştiriyor, hatırlarsanız konuşmalarını… İşte biz kurtuluş uğraşının başlatıldığı bu kentten Türkiye'ye giydirilmek istenen bu meczup gömleğini yırtıp atacağız. Biz Türkiye'nin başına örülmek istenen bu çoraba müsaade etmeyeceğiz. Anlaştıkları tek nokta; Erdoğan gitsin, sonrası kaos.”

– “Nizamülmülk'ün bin sene evvel söylediğinin tam zıddını bin sene sonra yapıyorlar”

Türkiye haritasının masaya yatırıldığını vurgulayan Muş kelamlarını şöyle tamamladı:

“O bakanlık senin, bu kurum benim, bu banka senin, bunlar paylaştırılıyor. Biz bu paylaşımları daha evvel görmüştük. Bu paylaşımların sonucu Türkiye'ye daima maliyetle döndü. Türkiye'nin imkanları daima heba oldu. Ne oldu da Türkiye'nin bakanlıkları, kurumları bölüşülüyor, paylaşılıyor? Nizamülmülk, Büyük Selçukluların veziri. 'Siyasetnameyi' yazıyor. Nizamülmülk'ün bir kelamı var. 'Bir işi 2 şahsa vermeyin, iş ortada kalır. Kimse sorumluluk almaz.' diyor. Burada 7 şahsa verilmiş. Nizamülmülk'ün bin sene evvel söylediğinin tam zıddını bin sene sonra yapıyorlar. İradenin olmadığı yerde, yönetim olmaz. Bakın bugün Türkiye'de terör çok şükür minimize edilmiş vaziyette. Güvenlik sağlanmış vaziyette, hudut ötesinde bu elebaşları artık içeride barınamıyor, saklanamıyor, dışarıya kaçıyor, onları devletin ilgili kurumları tek tek elimine ediyor. Pekala PKK'nın uzantısı HDP'nin desteklediği bir hükûmette, hangi vali, hangi emniyet müdürü nasıl operasyon talimatı verecek? Bunları konuşmamız gerekiyor. Bunları milletimize anlatmamız gerekiyor. Zira 'Ben takviye veriyorum buraya.' diyor. 'Bunun bir karşılığı olacak. Bunun bir sonucu olacak.' diyor. Açık açık alenen söylüyor. Ve bakın Ahmet Türk, 'Öcalan'ın özgürleşme süreci başlamıştır.' diyor. Çocuklarımızı katleden, Türkiye'nin canlarını yakan, onlarca insanımızın sakat kalmasına, emniyet mensuplarımızın gazi olmasına sebep olan terörist elebaşına bu ülkede hiç kimse lakin hiç kimse özgürlük hakkı tanıyamaz, veremez. Fakat o denli bir yürek alınıyor ki bir yerden ve çıkıp da birisi bunları ne yalanlıyor ne de bunlara net bir tutum koyuyor. Herkes üç maymunu oynuyor. Münasebetiyle biz Kurtuluş Savaşı'nın meşalesinin yakıldığı bir kentte o denli bir yanıt vereceğiz ki bunlara en büyük tokattı, en büyük şamarı buradan yiyecekler.”

Açılışa AK Parti Samsun Milletvekilleri Yusuf Ziya Yılmaz, Orhan Kırcalı, Fuat Köktaş ve Ahmet Demircan ile milletvekili adayları ve çok sayıda partili katıldı.